Going...to...a...town....

Bana gülleri sevdiren adam. Bana aradan yıllar geçse de bir klibi izlediğimdeki duygusallığımı kaybettirmeyen adam. Bana ince bir ruhun ne kadar özel olduğunu hissettiren, ellerimde bir demet güllerle şehrimi terk etmeyi istememi sağlayan adam.
Ne zaman içime kapansam, kulaklarım patlarcasına açıp bu şarkıyı dinlerim. Klip hakkında söylenecek bir şey yok. 2014'ün yazında rastlamıştım Rufus'a youtube'dan. Klibi açtım ve sadece izledim. Basit ama bir o kadar da dramatik haraketleriyle, mimikleriyle ve anlatmak istediği bir odaya tıkılmış, hapsolmuş özgürlüğü bekleyen imajıyla beni benden aldı bu şarkı. Rufus'a ise diyecek bir şey yok. Sanki en yakın arkadaşımmış gibi seviyorum onu. En zor anlarımda bu klibi izleyip sesini duyduğumda sanki benim hislerimi tercüme ediyor gibi.
Hayatımdaki her özel insana bu klibi izlettirmişliğim, zorla da olsa sevdirmişliğim vardı.
Ama tek bir kişiye yapmadım.
Belki de hiç eskisi kadar üzgün olamadım.
Belki de oldum ama bu kez bir şarkıya değil kendime sığındım.
Sığınmaya çalıştım ve taştım.
Şimdi yine bu klibi anlamsız bir hüzün içerisinde izliyorum.
Keşke şarkılara sarılabilse insanlar,
keşke...
Bu şarkıyla zamanında çok alıp başımı gitmişliğim oldu,
belki şimdi de öyle hissediyorumdur.


https://www.youtube.com/watch?v=CtVyl402W5s

Kendi yolumda ilerliyorum evime doğru, ve yalnız olmayacağım.
Bir kente gidiyorum, çoktan yanıp kül olmuş…




Yorumlar

Popüler Yayınlar