Büyüyen yanardağ

Harap olmuş bir oda... İçerisinde geçmişe ait her anı. Ve ellerimden kayıp giden her şey... Durup yeniden anımsıyorum olanları. Daha henüz her şey çok tazeyken, beynimin bağlantı noktalarını kesmem gerekirdi. Kesip hiç bir şey hatırlamamak... Hislerim ellerime dolanıyor. Kayıp gidenlerin parmak izlerine dalıyor gözlerim. İçimde kocaman bir hiçlik hakim iken, benden iyi olmamı bekleyemezsiniz. Hikayeler ve baharın gelişi, hiç bu kadar yakmamıştı canımı. Evet canım yanıyor. Gözünüzün önündeki bir şeyi tutamamakla eş değer belki. Hayır kesinlikle duygusal değilim, sadece bu aralar fazla kırgın ve bir o kadar da saldırganım. Susuyorum. Susmanın bir işe yaramayacağını bildiğim halde. İçime atıp ileride onun kocaman bir yanardağ oluşunu izleyeceğim. Ve o yanardağ bir gün patlayacak. Bir gün lavlarını püskürtecek... Dünyaya... Her şeye... Herkese... İşte o zaman bu oda dolusu anılar, serbest kalacak. Onları da tutsak ettiğimin farkındayım. Üzerlerine de fazla gidiyorum. Şu aralar sadece bu odada tek başıma onlarla dans etmek istiyorum. Onlarla konuşmak, canımı nasıl yaktıklarının formülünü öğrenmek istiyorum ki ileri de beni anılarıma terk eden tüm insanlardan öcümü alayım. Ve içimdeki yanardağı patlama noktasına taşıyabileyim. Anılar, boş bir oda ve içimdeki yanardağ... Oturup yalnızlığın eşsiz ve bir o kadar da can yakıcı şarkısını dinliyoruz. Ve her geçen saniye içimdeki alevin bir önceki güne göre daha da can alıcı ve hareket halinde olduğunu hissedebiliyorum.

Duygu Kara

Yorumlar

Popüler Yayınlar