Hissiz şair
Bir şairin bitip tükenmiş mürekkebi gibiyim. Sevemiyorum, bir kağıdın
kalemi sevdiği gibi. Asıl zor olan ne? Şairi mi sevmek? Kalemini mi? Üzgünüz duygularınız zaman aşımına uğradı diyor
iç sesim. Okyanus defterimi açıp not alıyorum. Kalemim her zamankinden farklı
görünüyor. Elimden akıp gidiyor kelimeler. Bir şairi sevmek bu kadar mı zor?
Sersemliyorum. Kafamın içindeki kuzgunlar yer değiştiriyor. Beynimi didik didik
açıp içindeki kelimeleri çalıp kaçıyorlar. Geleceği elimde tutmak istercesine kağıtları
okuyorum. Kim görebilir geleceği? Tanrı mı? Bir kahin mi? Zaman aşımına uğramış duygularımla iç sesim savaşıyor. Ruhum allak bullak
benliğim siliniyor. Yitip giden duygular bir zamanlar olduğu gibi huzur
vermiyor. Sevemiyorum ay’ın güneşi, yaprakların ağacı sevdiği gibi. Şairin
mürekkebi ellerime bulaşıyor. Ellerimden silip atmak istercesine kağıtlara
ellerimle şekiller çiziyorum. Hayal gücümün alamadığı bir boşluk kaplıyor
içimi. Hiçbir sıcaklığın dolduramayacağı. Hiçbir sevginin yerine geçemeyeceği.
Kurumuş bir okyanusum ben. Yansımaz artık ay’ın ışığı gövdeme. Tüm ışıklar
üzerime kapanmış tüm gözler üzerime dikilmiş. Savaşımı hissiz bir şairin
mürekkebinde boğularak veriyorum.



Yorumlar
Yorum Gönder