Uçmak bazen özgürlük değildir

Kuşun kanadı kırılmıştı bir kere. Canı yanıyordu, uçamazdı. Hayatta kalması imkansızdı. Artık gökyüzünün maviliğinde süzülemeyecekti. Kaderi onu nereye götürecekti peki? Bir kediye akşam yemeği mi olacaktı yoksa tek başına çaresizce ölecek miydi? Çırpınıyordu. Karanlık çökmeye, güneş batmaya ve kuşlar göç etmeye başlıyordu. Ama o... Uçamıyordu. Bekliyordu. Sadece bekliyor ve etrafı izliyordu. Bir çok çocuk yanından geçip gitmişti. Kaç kadın koşturarak yanından geçip kuşun olduğu yere bile dönüp bakmamışlardı. Elbette kimseye kızacak hali yoktu. Herkes kendi derdindeydi. O sadece bir kanadı kırık çaresizce bekliyordu. Belki de kimsenin dönüp bakmamasına sevinmeliydi. Belki kimseye gözükmemesi gerekti. Bir çok kez bu durumun aynısı başına gelmiş hep kurtulmuştu. Ya şimdi? Ya şimdi ne olacaktı? Kurtulacak mıydı? Her şeyin eskisi gibi olmasını diledi. Ailesi ile gökyüzünde mutlulukla süzüldüğü günler ne güzel günlerdi... İçini derin bir hüzün kapladı. Onun için zaman daralıyordu. Karanlık çökmüş ve evlerin ışıkları yanmaya başlamıştı. Önünde kendi boyutundan çok devasa bir karartı belirdi. Hafifçe başını kaldırdı. Güzel yüzlü siyah saçlı bir kızdı. Kuş biraz ürktü. Ama içinden bir ses bu kızın iyi niyetli olduğu yönündeydi. Kız eğildi, kuşu eline alıp, uzun montunun altına sakladı. Yüksek merdivenler çıktılar. Uzunca bir yoldu. Hava buz gibiydi. Ama üşümüyordu. İkisi de üşümüyordu. Kuşun içi huzurla dolmuştu. Sonra bir eve geldiler. Kız kapıyı araladı ve içeriden sımsıcak bir atmosfer yayıldı. Sıcacık bir evdi. Montunun altından kuşu çıkartıp ona yumuşak bir yer ayarladı. Kuşu yatırdı. Kanadına oksijen döküp sardı. Kuş daha iyi hissediyordu. Her geçen dakika daha da iyi. Artık güvendeydi. Biliyordu. Ne kedilere yem olacaktı, ne haylaz çocuklara oyuncak. Rahattı, huzurluydu. Uçmanın ona özgürlük ve güven vermediğini anladı. Aradan aylar geçti. Kuş iyice iyileşmişti. Kanadı daha iyiydi. Eskisinden daha iyi hissediyordu. Artık ayrılmanın vakti geldi diye düşündü. Kız evde yoktu. Pencerenin yanına kadar gelip kanatlarını iyilik için çırpıp çok uzaklara uçtu. Çok uzaklara, sanıldığından da uzaklara uçup bu dünyada hala iyiliğin var olduğunu uzun yıllar boyunca gökyüzüne yaydı. 

Unutmayın, her şey aniden birinin çıkıp gelmesiyle tüm çaresizliğinizi zihninizden silerek kanadınızı sarmasıyla değişebilir.


Duygu Kara

Yorumlar

Popüler Yayınlar