Hiç düşündünüz mü, güller neden bu kadar güzel kokarlar? Ben
düşündüm. Evet gerçekten bunu oturup saatlerce düşündüm. Belki kaçığın tekiyim.
Ama güllerle mutlu olmak, güllerle gülmek gerek... Rosaceae familyasından gelirler. Dünyanın en
güzel kokulu bitkileridir. Bana göre Anavatanları kalplerdir. Kim sevdiği
birinden gül alsa yüzü güler. işte güllerle gülmek dediğim şey de budur. İster
dalında olsun ister bir buket olsun her şekilleri güzel her renkleri ayrı
muazzamlıktadır. Gül almak kadar gül verip sevdiğiniz kişinin yüzündeki o
gülümsemeyi de almak gereklidir. Gül saflıktır, doğallıktır. Gül aşktır. Hangi
rengi olursa olsun aşkı, masumiyeti, tutkuyu, sevgiyi içinde barındırır.
Güllerin dilinden anlamak ve her bir renkte neler anlatıyorlar ise anlamak
gerekir. Eğer siz bir gül sevmişseniz daha önceleri, benim ne demek istediğimi
anlamış olmalısınız. Onların o muhteşem kokuları tıpkı cennetten gelen eşsiz
bir nimet kadar güzeldir. Buna dayanarak size bir hikaye anlatmak istiyorum.
Günlerden bir
gün genç bir delikanlı sürekli geçtiği sokaktan öğrenim gördüğü okula doğru
gidiyormuş. Genç alımlı yetenekli ve bir o kadar da yakışıklı olan bu çocuk bir
anda yolda bir çalışma olduğunu fark edince başka bir sokağa sapıp yön
değiştirmiş. Genellikle bu sokağı kullanmazmış. Gözüne çok farklı görünmüş bu
sokak. Ve birden büyük bahçeli bir ev görüp o evin yakınından gitmeye karar
vermiş. Evin bahçesinde kocaman gül ağaçları varmış. Hayatında ilk kez bu kadar
değişik ve bir o kadar da güzel bir koku ve gül rengi görmüş. Güller koyu pembe
ile bordo karışımı bir renkmiş. Donup kalmış. Sadece ağaca bakıyor ve ağacın
yaydığı o kokuyu ciğerlerine dolduruyormuş. Bir anda ağacın içinde bir kıpırtı
olmuş ve bunu hissedince yoluna devam etmiş. Her gün oradan geçmeye ve bir
onbeş dakika kadar durup gülleri seyretmeye başlamış. Her seferinde güller daha
da açıyormuş yapraklarını. Ama mevsimin kış olduğunu ve güllerin bu ayda
verimli olmadığını hatta hiç açmadığını biliyormuş. Yine de önemsememiş.
Gülleri kokluyor ve güzelliklerini izleyip okuluna gitmek için yola
koyuluyormuş. Aradan aylar geçmiş bu güller sürekli açıyor hiç solmuyor ve
kokuları hiç gitmiyormuş. Bir gün gül ağacına daha da yakından bakmak için
bahçeye girmiş. Gövdesine gelip tam yukarı bakmış ve birde ne görsün! Genç bir
kız gül ağacının tepesinde oturup ona bakıyor. Çocuk şaşırmış. Kız güller kadar
güzelmiş… Konuşmaya çalışmış, onu aşağıya indirmeye adını öğrenmeye.. Ama hiç
konuşmamış. Ertesi gün çocuk yine oradan geçerken kızın orada olup olmadığına
bakacakmış ki bir de bakmış yine orada ve yine ona bakıyor! Çocuk sürekli bu
kızı düşünmeye hatta düşünmekten gözlerine uykular girmemeye başlamış. Acaba o
kız orada ne yapıyor ve neden güller kadar güzel diye diye en sonunda uykuya
dalıyor ve sürekli rüyalarında o kızı görüyormuş. Çocuk her gün bahçeye girip
kızla konuşmaya çalışıyor ve her seferinde büyüsüne kapılıp her şeyi unutuyor
ve başarısız oluyormuş. Kızın yüzünde hep aynı tebessüm ifadesi varmış. Güller
kadar güzel pembe yanakları ve toprak rengindeki gözleriyle göz
kamaştırıyormuş. Aradan uzunca bir zaman geçmiş ki çocuk kafaya koymuş o
bahçenin sahibiyle konuşacak ve o kızın kim olduğunu öğrenecekmiş. Kapıyı
çalmış. Dakikalarca beklemiş ve kapıyı açan kimsenin olmadığını görünce karşı
evin camındaki yaşlı teyzeye sormuş. Aldığı cevap karşısında dili tutulmuş. Bu
ev terkedilmiş bir evmiş ve rose adındaki kızları intihar ettiği için bu evi
terk etmek zorunda kalmışlar. Kız bahçedeki ağaca ip bağlayıp intihar ederek
yaşamına son vermiş. Çocuk gözyaşlarını hakim olamamış ve olanlara inanmak
istemediği için bir kez daha ağacın altına gidip kıza bakmayı düşünmüş. Kızı
göremeyince afallayıp kalakalmış. Gözyaşlarına hakim olamıyor kendini iyi
hissetmiyormuş. Uzun bir sure toparlanamamış. Yaşadığı şeyi kimseye anlatmamış
ve aradan yıllar geçmiş. Çocuk ülkesinin en iyi kemanisti olup onu bu noktaya taşıyan ilk bestesi
sayesinde çok büyük başarılar elde etmiş... Bestesinin adı ise ‘Güllerin
gülüşü’ymüş…
Bir kere
görseniz güllerin gülüşünü hayatınız boyunca o gülüşü aklınızdan
çıkaramayacağınıza eminim. İşte bu yüzdendir ki güllerle gülmek bu kadar
önemlidir benim için…
Duygu Kara
Yorumlar
Yorum Gönder