...Masumiyetini kaybetmemiş...


Küçücük bir çocuktan farkım ne olabilirdi? Hayır hiçbir farkım yoktu. Tıpkı kendime bisiklet alırcasına heyecanlıydım. Ama büyük bir kalbim ve içinde bulundurduğum güzel insanlar vardı. Hala eskisi kadar şendim, heyecanlı ve sabırsız... Öyle ki hala mutlu olduğumda elma şekeri yiyorum. Özgür olduğum an kendimi zihnimdeki lunaparka atıp dilediğimce eğleniyorum.  Küçüklüğümdeki gibi kağıt helvanın hepsini hala bitiremiyorum. Topuklu ayakkabılara karşı özel bir ilgim var. Onları giydiğimde kendimi büyük gibi hissediyorum. Taraktan mikrofonlar yapıp masumiyetini kaybetmemiş ses tellerimle en güzel şarkıları söylüyorum... Yıllar bir atlıkarınca bende üzerinde giden mavi elbiseli o kızım. Israrla annem mavi giydirirdi. Küçüklüğümden beri mavinin bana verdiği huzuru hissettim. Hep maviydim. Yanaklarım hariç, tüm kalbim, ruhum, çocukluğum.  Masmaviydi... Küçüklüğümde en yakın arkadaşlarım hep kediler olmuştur. Onları bir bebek gibi giydirip, ağızlarına emzik verirdim.  Onlar benim çocuğum, dostum, sırdaşım, arkadaşım olurdu. En büyük mutluluğum onlarla uyumaktı. En masum yanlarımı tek gösterdiğim minik ama kalbi kocaman varlıklardı.  Değişen ne diye soracak olursanız, hala küçük bir çocuğun hayalleri kadar masum hayallerim.  Küçükken de uçmak isterdim. Gökyüzünde dilediğimce dolaşıp bulutların üzerine yatıp şarkılar söylemek. Sevinçlerim hep aynı.  Hayallerim birebir. Sadece kalbim biraz daha ağır. Hayat benim için pamuk şekeri kadar yumuşak. Barbie bebeklerim kadar özel. Öyle bir histi ki rüzgarın içimden geçtiğini bile hissedebiliyordum. Hala da öyle. Hala geceleri yıldızlara dokunup, Ay’a şarkılar söylüyorum.  Her yağmur yağdığında gökkuşağına çıkıp kendimi özgürce aşağıya bırakıyorum... Tüm gezegenleri dolaşıp oraya masum ve çocuksu yanlarımı bırakıyorum....Pamuk şekeri kadar yumuşak hayata dokunup, ellerimle bulutları aralayabiliyorum. Küçüklüğümden beri değişen ve büyüyen tek şey, hep yakıcı ve yumuşak bir gezegene  benzettiğim kalbim...

Duygu Kara

Yorumlar

Popüler Yayınlar