Ana içeriğe atla
Göz çukurlarıma gömdüğüm...
Zihnimde bazı sözcükler dönüp duruyor. Dönüyor dönüyor ve
kocaman uçurumlar oluşturuyor. O uçurumdan kendimi bırakmamak için zor
tutuyorum kendimi. Zihnimdekileri dışarıya kusmazsam rahat edememekle birlikte
ruhumda bir acı ama gururlu bir sitem hissediyorum. Peki bu sözcükler neden
dolanıp duruyor? Benim zihnimde ne işleri var? Teslim oluyorum... Dilimden
sözcükler bir anda dökülüveriyor.
Sözcükler ve zihnimi zorlayan o korkunç, şakaklarıma kadar inen bir
sızı. Göz çukurlarıma gömdüğüm biri var. Sonsuza kadar kalacak mı peki? Hayır!
Hiç bir şey sonsuza kadar olamazdı ama yaşarken sonsuzluğu yaşatabilirdi belki.
Belkiler karnıma ağrı gibi saplanıyor. Kafamı kaldırdığımda seni görmek ilginç
bir fikir elbette. Belki çok şanslı belki çok şanssızım. Belki de sonsuza kadar
göz altlarımdaki morluklarla hayatını sürdüreceksin. Belki oradan çıkıp
gökyüzüm olursun? Hayır! Bir kez daha hayır! Belkiler ellerimi bağlıyor. Hareketsizce gökyüzüne
bakıyorum. Ama gözlerim hala görüyor. Hala bir şeyleri net bir şekilde
görebiliyorum. Seni, gökyüzünü, ağaçları... Rüzgarı bile gördüğümü söylesem
bana inanır mısın? İşte böyle bir hissin bende. Her ne kadar gözaltlarımdaki
çukurda sürdürsen de hayatını senin gökyüzünün ne denli mavi olduğunu
görebiliyorum... Senin benim gökyüzümü gördüğün gibi bende senin gökyüzünü
görüyorum.
Duygu KARA
Yorumlar
Yorum Gönder